İZMİR’E KAYYIM MI?
—————
Çokça yazdık, söyledik…
Mevcut iktidarın Demokrasi ile bir ilintisi yok!
Ne Anayasa ne kural tanıyor…
Seçim sonuçlarına ise zerre saygısı yok!
YSK aygıtı eliyle…
Seçim esnasında bile “kural değişikliği yapılabiliyor, bir zarfta bulanan 3 oy pusulası geçerli, 4. Pusula ise geçersiz kabul ediliyor!
Akıllara ziyan bu durum karşısında muhalefetin tutumu ise:
“Trene bakmak” oluyor!
İktidar için…
Seçim kendi kazancı ile sonuçlanıyor ise,
Milli İrade…
Kayıpta ise…
Dış güçler, teröristler, vatan hainleri ve komplo!
Sürekli bir KAYYIM uygulaması var!
Adamın seçime girmesine izin veriliyor, yasal kısıtlaması yok!
YSK’nın tek itirazı yok!
Seçimi iktidar adayı kazanırsa sorun yok ama…
Kaybederse…
Gelsin KAYYIM!
Yani her atılan zar DÜŞEŞ!
Zarlar hileli imiş ne önemi var?
Kayyım işine yeterince tepki, protesto yok ya..
Yelkenlerini cesaret şişirmiş!
Şimdi daha büyük hesaplar peşinde koşulmaya hazırlanılıyor…
Meselâ bazı Batı illerinde de bu hayata geçirilebilir mi?
Yani Kayyım uygulaması?
İsmi geçen yerlerden birisi ise İzmir!
Benim ki bir duyum…
Haber kaynaklarım da doğruluyor bu duyumu…
Ancak şu gelişme olmasa duyum der geçerim de…
Ama şu habere göre diyemiyorum işte:
AKP İzmir adayı Hamza Dağ…
Durup dururken mal beyanında bulundu…
Ege Postası’ndan Mithat Umut oğulları…
Bu konuyu yazmış köşesinde…
Başlık: BAYRAM DEĞİL SEYRAN DEĞİL…
İktidarın…
İzmir’i gözüne kestirmesinde turuva Atı görevini üstlenmiş kimi yerel medya patronları var…
Şantaj, montaj gazeteciliğinin en rezil örnekleri bunlar!
Meselâ biri…
Büyükşehir Başkanı Cemil Tugay’a…
Göreve başladığı günden beri yaylım ateşi açıyor…
Tunç Soyer’in
Bu arkadaşa sadece 2023’de ödediği para 4 Milyon lira!
Cemil Başkan kesince parayı, tu kaka oldu, en be erişim Başkan oldu arkadaşın gözünde!
Bunlar masa başında “tertibi” oluşturuyor…
Hükümet medyası da tepe tepe kullanıyor!
Cemil Başkan eleştirilmeyecek bir kimse değil…
Bunların bazılarında ise haklılık payı da olası…
Ama…
İftira?
Gerçeği saptırmak?
Şantaj, montaj?
Bunları asla kabul etmem!
Bu yüzden de…
Cemil Başkanı…
Tehdit ve Şantaja teslim olmayıp direndiği için yürekten kutluyorum!
İzmir’e kayyım atama işine gelince…
Sakin ha!
Boğazınızda kalır bu lokma!
SİZİN için 2. Gezi olur!
İzmir Hasan Tahsin’i görmüş,
9 Eylül’ü yaşamış bir kent!
Yol yakın iken vazgeçin bu sevdadan…
Size pahalıya patlar emin olun!…
.
FETÖ’NÜN 2. SALDIRISI MI?
————-
FETÖ’NÜN, ele geçirmek isteyip de ele geçiremediği tek kurumdur, FENERBAHÇE!
Savcı, Hakim, Polis gücü, ne varsa, topuyla, tüfeğiyle saldırmış ama başaramamıştır!
Başkanı, kimi yöneticileri…
En önemlisi de o muhteşem taraftarı ile dik durmuş…
“Devlet kisveli” bu hain terör örgütünün karanlık emellerini paramparça etmiştir!
Gelecekte bu menfur olay…
Elbette Üniversitelerde tez konusu olacak…
O dönemin kimi fırsatçılık yapan sözde büyük kulüplerin madrabazlıkları da birer sempozyum konusu olacaktır elbette!
Sadece ama sadece ile…
Daha sonra rüşvetçiliği belgelenmiş…
Dönemin UEFA Temsilcisi ile…
Kendini “Aslan” zanneden kulübün yöneticilerinin…
Boğaz da yedikleri yemek bile çok şeyi anlatır!
Neyse…
Konumuz da o değil zaten…
Konu Fenerbahçe Kongresi…
Ali Koç ve Aziz Yıldırım, Başkan adayları…
Ali Koç’un listesinde bulunan bir isme fena takıldım…
Adı: Acun Ilıcalı…
Sahillerde elinde mikrofon, ünlü peşinde koşturup paparazzilik yaparken…
Bir anda Medya patronu oluverdi!
Özel Uçaklar… milyon dolarlık malikaneler… yatlar, katlar v.s
Ayrıldığı eşlerine ödediği dudak uçurtan tazminatlar bile hiç gündemden düşmedi!
“Acun Firarda”n dönmeye karar vermişti anlaşılan zenginleştikçe zenginleşti!
Hep merak etmiştim bu baş döndüren zenginleşme hikayesinin aslını, astarını…
Dediler ki,
” Çoğu Amerikan kökenli olan Şirketlerden, (patentleri onların olan) aldığı yarışma programları sayesinde!”
İyi de…
Her elini kolunu sallayıp ABD’ye gidene verilir mi bu haklar?
Şimdi bir de şuna bakalım:
“…Acun Ilıcalı’yı çok eskiden beri tanırım. Benim talebemdi. Abisi de öyle. Doktordur, abisi. Küçük, şeker gibi bir kızı vardı…”
Bunu kim söylüyor…
FETÖ’NÜN bir kolu olan…
ADNANCILAR olarak bilinen ve halen kabarık bir suç dosyası ile hapiste yatan ADNAN OKTAR!
Şimdi o zaman soruyu soralım:
Atatürkçü olduğunu her fırsatta dile getiren…
Galataraylı Rasim’in ise MHP’li olduğunu iddia ettiği…
KOÇ HOLDİNG’in varisi ALİ KOÇ’UN böyle biriyle ne işi var?
FETÖ…
Acun gibileri üzerinden yeni bir hamle mi yapıyor bilmiyorum?
Bildiğim, gördüğüm ve yaşadığım tek şey:
Bir yanda…
FETÖ saldırısına direnen…
Bu uğurda cezaevine girmekten korkmayan…
“…darağacında da olsam, son sözüm FENERBAHÇE’dir” diyen…
“Ne şikesi memleket elden gidiyor” isyanı ile BÜYÜK DİRENİŞİ örgütleyen
Bir AZİZ YILDIRIM…
Diğer yanda ise…
Sırf yeniden BAŞKAN SEÇİLMEK için…
Adnan Oktar’ın müridini yönetim listesine koymaktan çekinmeyen…
Bu davranıştan da asla hicap duymayan bir Ali Koç!
Tarih, sadece yaptıklarımızdan değil…
Yapmadıklarımızdan da sorumlu tutar bizleri!…
.
DOSTLAR ALIŞ-VERİŞTE GÖRSÜN!
————–
Aslında yazacağım yazının konusu başkaydı…
Ama bu daha önemli!
22 Yıllık AKP iktidarı eliyle toplum önemli ölçüde dönüştürüldü!
Bu dönüşümün…
Senaryosu ise…
Hepinizin bildiği gibi, başta ABD olmak üzere EMPERYALİST ÜLKELERCE yazıldı!
3 aşamalıydı, plan…
1. Aşama:
Devleti tanı, KURUMLARI ELE GEÇİR VE ÇÜRÜT!
Kurumların Teftiş Kurulları…
Devlet Planlama Teşkilatı…
KİT’LER…
Dış İşleri ( Hariceye Bürokrasisinin tasfiyesi vs.
2. Aşama:
Süreçte kendilerine engel olacak SİSTEMİ ortadan kaldır, değiştir!
–Yargı… (Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Yüksek Seçim Kurulu, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu, Sayıştay ve tüm yargı sistemi!
— Ordu…
— Emniyet ve tüm güvenlik sistemi!
— İslami rejime uygun yasal düzenlemeleri hayata geçir!
3. Aşama:
Demografik yapının değiştirilmesi! (Suriyeli, Afgan v.s) ve istilaya kucak aç!
Kaba hatlarıyla Plan bu!
Bu planın yaşama geçmesinde zerre geri adım attılar mı?
Elbette hayır!
Amaçlarına ulaşırken…
Başta CHP, SOLUN önemli bir kesiminden bir şekilde destek gördüler mi?
Elbette evet!
Bazen sessizlik…
Dolaylı da olsa EN BÜYÜK DESTEKTİR!
ÇADES’in neyin adımı olduğunu…
13 Milyon istilacının ülkeye niye sokulduğunu ve vatandaşlık verildiğini…
Eğitim’e “bakan” mollanın son beyanını bile çözememiş isen eğer…
Geriye dönüşte zerre şansın yok demektir!
Ben…
Umutla, “Gençliğe Hitabe” ve ” Bursa Nutku”ndan alınan yetkiyle yurt mücadelesini beklerken…
Bir gurup SANATÇI…
Yusuf Tekin’in istifasını…
Yayınladıkları bir bildiri ile istiyor!
Ne naif bir eylem(!)…
Hazretler…
Sanki bu ülkede değil de…
Bir AVRUPA ÜLKESİNDE yaşıyorlar!
Ah benim romantik SOLCULARIM!
Son sözümde şu olsun bari:
” Gideceği limanı bilmeyen gemiye, hiçbir rüzgar fayda etmez!”
Başta ANA MUHALEFET olmak üzere…
Çağdaş yaşamdan yana tüm demokratların akıllarını başlarına almaları gerekiyor!
Yoksa…
Yarın asla çocuklarınızın yüzüne bakamazsınız!
Geleceklerinin içine edilmesinin hesabını sizden çok ağır sorarlar, benden uyarması!…