MİKSERLER İŞ BAŞINDA!…
31 Mart seçimleri başta Amerikan emperyalistleri olmak üzere dünyanın gelişmiş ve zenginliklerden aslan payını almak isteyen emperyalistlerin ülkemiz üzerindeki hesaplarının şaştığını, AKP gibi çıkarlarına en iyi hizmeti sunan işbirlikçi bir siyasi yapıyı bu zor durumundan kurtarmak için “siyasette yumuşama, normalleşme ” söylemlerinin halk nezdinde kısmen de olsa karşılık bulduğunu düşünen üst akıllar! Muhalif siyasi partilerin iç işlerine mikserleri aracılığıyla dalış yaparak ülke siyasetini yeniden dizayn etmeye ve sorun yaşamadan ülkemiz kaynaklarını sömürmeye devam istekleri; hem cumhur ittifakı içindeki çatışmayı bir yandan körüklerken diğer yandan ana muhalefet içinde nifak tohumları ekmeye devam ediyor. İyi partinin içinde yaşadığı kaosu tek adam rejimine yardımcı olacak şekilde bölüp parçalamaya çalışması emperyalistler ve yerli işbirlikçilerinin ülkemiz üzerindeki emellerinin en bariz göstergesi olması bakımından kayda alınması gerektiğini düşünüyorum.
Ülkemiz Emeklilerinin, emekçilerinin, çiftçilerinin, küçük esnafın, öğretmenlerin, MEB eliyle gerici, mollalara teslim edilen eğitimdeki gericiliğin, yaşama, yürütme ve yargının tek adamın iki dudağı arasına sıkıştırılmasının, ekonomik krizin yükünü yeni ve acımasız, sözde vergi reformu adıyla emekli ve emekçilerin sırtına yıkma çabalarının, siyasetteki çalkantılar öne çıkarılarak gündemin bununla oyalanmaya çalışılması hem tek adama hem de emperyalist efendilerinin işine gelmekte, diğer yandan kapalı kapılar ardında ülkemizin geleceği yeniden dizayn edilmeye çalışılmaktadır.
Sınıfsal yapısı ağırlıklı olarak küçük burjuva anlayışını temsil eden siyasetin, ana muhalefet ve iyi parti içindeki yaşanan sorunlarda ideolojik olarak değil ekonomik ve siyasi çıkarlar öne çıkarılarak yapılması pek de yadsınacak bir durum değildir.
Ağır yaşanan ekonomik krizin ağır faturası nüfusun en az %80’ini oluşturan halkımızın sırtına yüklenirken sözde işçi sınıfını temsil ettiğini düşünen ancak pratikte iktidar yalakalığı yapan, DİSK’ in dışındaki sendikalar asgari ücretin son 5 ayda 4000 liraya yakın değer kaybetmesi sonucunda 26 haziranda bir araya gelerek miting kararı alması tabandan gelen ve zorlayan bir tepkinin ürünü olmasına rağmen olumlu bir eylem olacaktır.
Palyatif çözümlerin ekonomiyi halkın yararına değil tam tersine tek adam rejimini kurtarmaya hizmet ettiği gerçeği görmezlikten gelinemez. Bu baskı ve zulüm düzeni solda yer alan siyasi partiler, sendikalar, demokratik kitle örgütleri ve başta halkın umudu olarak birinci parti olan CHP ‘sinin de içinde olacağı “Birleşik halk muhalefeti'”nin örgütlenmesi ve “Demokratik halk iktidarı ” için büyük kitlesel miting ve eylemlerle meydanlar ERKEN SEÇİM ” isteğiyle inletilmelidir. Kurtuluş yok tek başına,
Ya hep beraber, ya hiç birimiz.
Ercan Çınarlı/ Disk Emekli Sen MYK üyesi ve Dış ilişkiler Sekreteri