2019 yılının mart ayındaydık. Annemi bir ay öncesinde kaybetmiştim, üzerimde büyük bir acı, sonsuz keder vardı. Bir yıldır düzenlemesi süren Ayten- Mevlüt Kaplan Kültürevi’nin açılışı da yaklaşmıştı. Hiçbir şey yapmak istemiyordum.
“Kalk, hadi gidelim. Şuraları biraz çiçeklendirelim, yeşertelim” dedi. Onun arabasıyla gittik, steyşın vagondu araba. Doldurduk tıka-basa. Yasemin, hanımeli, begonvil, limoni selvi, gül, sardunya, canan. Birlikte diktik hepsini ayrı ayrı yerlerine, topraklarını sıkıştırdık, sonra can suyu verdik özenle birer birer.
Yenişehir’deki çiçekçide unutmuştuk birini, Mor Salkım da almıştık, tenekesi biraz büyük olduğundan kenarda kalmış, arabaya koymadan gelmiştik. “Gidelim, gidelim, alıp gelelim. Bir ay sonra mor mor öyle güzel açacak ki, seyrine doyamazsın” dedi. Yahu sonra bakarız dediysem de ısrar etti gitmekte. Yeniden gidip geldik. Taş binanın önüne özenle yerleştirdik. “Hah, şimdi oldu” dedi.
Sevgili arkadaşım, güler yüzlü, iyi yürekli dostum, Şefik Şerbetçi dün gece sessizce aramızdan ayrılmış. Acımız çok büyük. Anadolu’da ‘yiğit namıyla anılır’. Şefom, yolun yıldızlı olsun. Mekanın cennet olsun. Sevenlerine, yakınlarına sabır diliyorum.
Mor Salkım bugünlerde tüm binayı sardı sevgiyle. Her baharda tomurcuklar yeniden açacak, esen yelde yemyeşil yapraklarla mor salkımlar salınırken senin hatıranı anımsatacak.