31 Temmuz’da Karşıyaka Kent Konseyi’nin genel kurulu yapıldı.
Genel kurulda benim de yönetiminde olduğu Sosyal Demokrasi Derneği’nden Dilek Karcı arkadaşımız başkan seçildi.
Kendisine başarı dileklerimizi iletirken uzun yıllar Konak ve Karabağlar kent konseylerinde bu yapıların genel sekreterliğini yapmış biri olarak düşüncelerimi söylemek gereği duydum.
199-96 yıllarını hatırlayanlar İstanbul’da“Habitat” toplantılarını bilir.
Sonra “Gündem 21” çalışmaları gelmişti.
Bütün bunlar Birleşmiş Milletler Örgütü öncülüğünde geliştirilen projelerdi.
İleride yaşamı zorlaştıracağı düşünülen çevre ve iklim sorunlarıyla kentlerde yaşananlar bunların başında geliyordu.
Aynı biçimde adına iyi yönetişim (goodgovernance) denilen yurttaşın kararlara katılması meselesi de gündemde olan konuydu.
Bunun için Rio,Vancouver ve başka kentlerde konferanslar düzenlenmiş, çözüm önerileri geliştirilmişti.
1990’ların başında “Yerel Gündem 21” bu uygulamaları içeriyordu.
2006 yılında ise bir adım daha atılarak Kent Konseyleri kuruldu bilindiği gibi.
Buradaki amaç herkesi kendi şehrinde ya da mahallesinde yerel yönetim süreçlerine katmaktı.
Bunun için İçişleri Bakanlığı bir genelge yayımlayarak bu kurumları her belediyenin kurmasının yolunu açmştı.
Böylece belediyeler hızla kent konseylerini kurarak bu mekanizmayı harekete geçirdi.
Derneklerden, kurumlardan temsilciler çağrılarak kent konseyleri oluşturuldu.
Ancak itiraf edelim ki hiçbir belediye başkanı bu kurumun etkin, kendi kararları hilafına iş yapmasını istemedi.
Tek tük olumlu örnekler; Nilüfer’de, Eskişehir’de görüldü ama onlar da zaman içinde güçlü bir altyapıya ve yasal zemine dayanmadıkları için parladı ve yok oldular.
***
2006’dan bu yana kent konseyleri kentlerin çoğunda var.
Ancak açık konuşmak gerekirse yeterli düzeyde katılıma kapı araladıkları söylenemez. Benim gördüğüm bu yapı kentteki sivil toplum örgütlerini bir araya getirip projeler geliştiren, yerel yönetimin aklına gelmeyen işlere dikkat çeken bir kuruluş kimliğinde.
Bence bu da az şey olmasa gerek.
Ancak başından beri amaçlanan katılım konusu ne yazık ki hayata geçmedi.
Bunda elbette ülkemizin birlikte iş yapma kültürünün eksikliği söylenebilir.
Bunun için de çoğu başkanın, katılımı, kendi kararları için bir onay işlemi olarak gördüğü açık.
***
Açık konuşmak gerekirse, romantik bir girişim gibi gördüğümüz “katılım”ın, sosyoekonomik ilişiklerin bir yumağı olan kentlerde bu haliyle hayata geçirilmesi zor gibi.
Dolayısıyla yeniden ele alınıp yeni uygulama biçimleri bulunması gerekiyor.
Bu arada başından beri katılımı gereksiz bulan eleştirilerin olduğunu da söylemiş olalım.
Ülkemizdeki referandumların bu eleştiriyi doğrulayacak nitelikte olduğu, bunların siyasal hayatımızda hiç de olumlu katkılarının olmadığı aşikâr.
***
Bütün bunlara karşın halkın kararlara katılmasının, ortak akılla iş yapmanın kötü bir uygulama olduğu söylenemez.
Bunu Sosyal Demokrat Belediyecilik anlayışının ayırıcı bir özelliği olarak görmek bile gerekir.
Bu noktada artık geleneksel katılım örneklerinin eskidiği, yeni yaratıcı pratikleri bulmanın gerekliliği ortada.
Örneğin Barselona bunun için bir yazılım programı geliştirmiş .Halkın düşüncelerini kolaylıkla yansıtabilecekleri bir yazılım bu.
Bu her kent için neden olmasın ki?
Dijital demokrasi ve sanal katılım artık hayatın içinde çünkü.
Bir başka katılım yöntemi, Paris’te uygulanan ‘yurttaş piyangosu’ denen bir uygulama.
Bunda belirli konularda alınacak kararlar için belirli kriterler dahilinde yurttaş seçiliyor ve onların görüşleri alınıyor.
Benzer çalışmaların bizde de olması gerekiyor.
Geleneksel yöntemleri de göz ardı edemeyiz elbette.
Mesela Murat Karayalçın’ın Ankara Dikmen Vadisi Projesi’nde uyguladığı ‘Proje demokrasisi’.
Ayrıca daha alt ölçekte mahalle düzeyinde, “mahalle meclisleri” oluşturulabilir.
Ancak devasa projeler için dijital katılım örneklerine başvurmak gerekiyor.
Gene kentler için katılımcı bütçe uygulamaları akla gelen işlerden.
Değişik örnekleri sıralamak mümkün.
Ancak başta da söylediğimiz gibi yurttaşın kararlara katılmasının kent konseyleri mekanizmasıyla gerçekleşmesi zor görünüyor.
Bununla birlikte bu kurumların onlarca sivil toplum kuruluşuyla ortak hareket etmesi, yeni projeler üretmesi de az şey değildir.
KAYNAK: https://yenigun.com/makale/21267308/salim-cetin/katilimin-sihri-ve-karsiyaka-kent-konseyi