ÇEŞME’DE KÖY MALLARI NE OLDU?
Belde ve köylerden Belediyeye geçen mülkler son dönemde, Alataş’a devredilerek şirket malı haline geldi. Eş dostlardan oluşan şirket yönetimi bu mülkleri kendi anlayışlarına göre değerlendirmeyi uygun buldular.
***
KÖRFEZ ÖLÜR MÜ?
Deniz kirlenmezdi, nehir kirlenmezdi, göl kirlenmezdi geleneksel anlayışa göre. Ama Murathan Mungan’ın şiirinde geçtiği gibi, “Biz büyüdük ve kirlendi dünya.”
Peki, eskiden beri denize, göllere ve nehirler kirliliğe maruz kalmıyor muydu? Belli ölçüde ve belli yerlerde kalıyordu elbet. Ama çevre kirliliği dediğimiz olay, bir doğa unsurunun kendini yenileme kapasitesi üzerinde kirliliğe maruz kalması sonucu, onda niteliksel bir değişim olmasıdır.
***
“Beşiktaş bu tempo ile oynamayı sürdürebilirse, sadece Galatasaray’a değil, her önüne gelene beş atar.
Antalya Spor’u perişan ediyor şu anda.”
10 gün önce bu yorumu yapınca, Papaz ve Hakem Mustafa Kemal Celikkiran beni afaroz etmeye kalkmıştı. Üstelik ben Beşiktaşlı değilim.
***
Bizde ve Komşuda/Sakız Adasında Kopanisti peyniri mevsimi. Ekmek şart. Domates veya kavunla olabilir ama rakısız olmaz.
***
KRT TV’de izliyorum. Nagehan Alçı, CHP’li olmuş. İktidar kokusu almış sanırım. Ama ben yine de Abdülkadir Selvi’yi bekleyeceğim.
***
Tunç Soyer, KRT’deki programda, Kiliçdaroğlu gibi, Özgür Özel’i eleştiriyor. “Müzakere ile değil mücadele ile muhalefet.. ” gibi laflar ediyor.
Unutmayın, bundan iki üç yıl önce Sarayın, Çeşme Rant Projesine karşı mücadele edenler arasında yer almak yerine müzakere edenler arasındaydı. Hatta müzakereci değil, partner idi Çeşme Belediye Başkanı ile birlikte.
Demek ki, dün dündür…
Ya da çevir kazı yanmasın..
***
“Yalnızlık, yaratıcılığı artırıyor. Bakınız Tanrı… “
***
https://www.egedesonsoz.com/yazar/Benim-esnaflarim/20109
Esnaflık her dönem önemliydi. Geleneksel esnaf ile müşteri ilişkileri aynı zamanda tanışıklığa dayanan ilişkiydi. Günümüzde de kısmen bu var ama şehir ortamında esnaf ile müşteri arasındaki bağ tanışıklığa muhtaç değil artık.
Tanışıklık gerekmez ama esnaf davranışı ve tutumu diye bir şey var yine de. Fakat bunun denetimi eski lonca sistemi koşullarından çok uzak artık.
***
Herkes bazı hesaplar ve kıyaslamalar yapıyor ya, alın benden de bir tane.
Diyanetin bütçeye BİR GÜNLÜK MALİYETİ 10 milyon dolar imiş.
Bir yangın uçağının fiyatı ise 4 milyon dolar.
Sırf Diyanet’i kaldırsak, Türkiye bir çok maddi ve manevi sorunu çözebilir gibi geldi bana.
***
Lokma değil glika…
Sadece mekanlar değil, koku ve tadlar da toplumsal hafıza alanıdır.
Çocukluğumun tadı Glika. Dede ve ninelerimizin Rumlarla komşuluk yaptıkları dönemin mirası.
Hamur üzüm suyu ile yoğrulur ve yine üzüm suyunda kızartılır. Şu ve yağ yerine şıra.
Bağbozumu döneminde babaannem yapardı.
Sevgi abla yapmıştı. Ellerine sağlık.