Karşıyaka’yı anlattığım bir yazıda, “…Biz karşıda oturanlar, (Ben, Hıfzıssıhha’da oturuyorum.) Karşıyaka’yı janti görür, İzmir’in bu şık yarısına biraz da gıptayla bakarız.” demiştim.
Gerçekten öyle değil mi? Boydan boya denizle çevrilmiş, üstelik iyi düzenlenmiş bir kıyı, vapuru, iskelesiyle…
Kıyı boyu martılara serenat yapan âşıklar, parklarda oynayan çocuklar, kafede çayını yudumlayan emekliler yaşamın keyfini çıkarır.
Benim için her daim şenlikli çarşısı, çarşıyı kesen ara sokakları… Oradaki kitapçılar ise ayrı bir dünyadır.
Diyeceksiniz ki bunlardan İzmir’in bu tarafında yok mu?
Var ama bu yan o kadar büyük ve o kadar farklı semti içinde taşıyor ki kıyı ve onu kucaklayan Körfez devede kulak kalıyor.
***
E, bir de Karşıyaka’nın insan unsuru var…
Mesela benim sevdiğim yazarların, gazetecilerin ne hikmetse çoğu orada oturur.
Hüseyin Yurttaş, Hidayet Karakuş, Efdal Sevinçli, Veysel Çolak, Ahmet Günbaş, Lütfü Dağtaş, Yaşar Aksoy, Oğuz Tümbaş bunların başında gelir.
Daha tanımadıklarımı siz düşünün!
Bir de şimdi aramızda olmayanlar var…
Samim Kocagöz, Attilâ İlhan, Şükran Kurdakul, Salâh Birsel, Dinçer Sezgin, Özdemir Nutku, Tarık Dursun K., Aydoğan Yavaşlı…
Gördünüz mü, bir çırpıda ne kadar değer ortaya çıkıyor.
Bir de detaylara girilse daha neler çıkar neler…
***
Calvino, “Görünmez Kentler” kitabında, “…Kent, geçmişini anlatmaz ama bir elin üstündeki çizgiler gibi geçmişini içerir.”1 diyor.
Geçmişi içeren şey aslında belleğimizde yer eden anılar, yaşanmışlıklar. Başka bir deyişle hatırlama ve unutma üzerinden kendini var eden şeylerin toplamı… Oradaki meydan, sokağın başındaki manav, kıyıdaki heykel, gittiğimiz okul…
Sonra bunlardan süzülüp kalanlar belleğimizde yer ediniyor.
Peki, bütün bunların anlatılarak kalıcı olması nasıl sağlanıyor?
Kent ve semt monografileri bence bu ögelerin başında geliyor.
Yaşanılan yer bütün hikâyeleriyle anlatılıyor ve o aşamadan sonra bizim bir parçamız oluyor.
Artık orası’bizim’ noktasına evriliyor.
***
Karşıyaka’nın; Bostanlı’sını, Şemikler’ini, Alaybey’ini, “Karşıyaka Hatırası”2 adıyla burada yaşamış sanat insanlarını anlatan semt kitapları var.
Hülya Deniz Ünal, Mehmet Şakir Örs, Savaş Ünlü, Eftal Sevinçli, Pelin Böke ve Sancar Maruflu.
Ne yazık bunlardan iki değerli isim aramızda değil, Sancar Maruflu ve Pelin Böke.
İkisi de Bostanlı’yı yazmış ve ikisi de birkaç yıl önce sonsuzluğa uğurladığımız isimler…
***
Kitaplar yazılıyor ama çoğu zaman raflardan aşağıya inmiyor.
Semt kitaplarının başına gelen de buydu.
Biz bunu kıralım dedik, yaşayan yazarlarla söyleşelim; onlar bize yazdıkları semtlerin hikâyelerini, oradaki meydanı, pazaryerini, çarşısını, insanlarını anlatsın…
Böylece biz de o anlatılar üzerinden hatıralarımızı tazelemiş olalım.
Böylece her semtin ayrı bir güzellik olduğu gerçeği de bir kez daha ortaya çıksın.
***
Yahya Kemal, İstanbul’un her semti için, “…Birinden diğerine geçildiğinde başka bir dünyaya geçilmiş gibi olunur.” demiyor muydu?
Demek ki her semt farklılığıyla, insanı malzemesiyle, parkı ve sokağıyla başlı başına bir dünya!
***
İlkin, Hülya Deniz Ünal; Karşıyaka’da var olmuş sanat insanlarını, onlardan bazılarının isimlerinin sokaklara ve parklara verilişinin hikâyesini bize anlatsın.
Çünkü kitabı “Karşıyaka Hatırası” bu içerikle dolu.
Karşıyaka’da dolaşanlar görecektir; adları sokaklara ve parklara verilmiş sanat insanlarının sayısı bir hayli çoktur.
İşte Hülya Hanım’ın kitabında da yer alan isimler: Metin Altıok, Salâh Birsel, Şükran Kurdakul, Attilâ İlhan, Samim Kocagöz, Tarık Dursun K., Özcan Yalım, Özdemir Nutku…
Bu bize Karşıyaka’nın sanata ve sanatçısına sahip çıkmasının işaretini de veriyor.
***
Bir akademisyen ve İzmir’in tiyatro tarihine ilişkin araştırma kitaplarıyla bildiğimiz, en son “İzmir Basın Tarihi”ni3 yayımlayan Eftal Sevinçli ise Şemikler’i yazmış.
Babasının posta müdürlüğünden dolayı tanıdığı isimler, esnaf, bürokratlar kitapta yer bulmuş….
Ayrıca Şemiklerin 1960’lardan sonra “deniz” Bostanlı’sından ayrılıp kendi başına bir semte dönüşmesinin hikâyesi ise ayrı bir güzellik…
Ve elbette daha onlarca insan öyküsü…
***
Alaybey semti ise aslında kent yazıları konusunda ustalığı bilinen ve şimdi Cumhuriyet Gazetesi Ege Bölgesi temsilcisi olan Mehmet Şakir Örs tarafından yazılmış.
Örs’ü kent monografileri yazımındaki ustalığını “İzmir; Sesler Yüzler Sokaklar”4 kitabından biliyoruz.
Şehirdeki insan hikâyeleri onun işi, şehrin bütün kılcal damarlarını bugüne taşıması bundan olsa gerek. Alaybey semti de aynı titizlik ve özenle anlatılmış.
Tabii aynı semti bir de Savaş Ünlü anlatmış…
***
İnsanları, sokakları, parkları, heykel ve meydanlarını tanıyacağımız bu hafıza tazeleme işinde bir de şiir ve görsel malzeme olacak.
Bunlardan birini benim yazı ve fotoğraf ustam Lütfü Dağtaş yapacak.
Sanatçıyla anılan Karşıyaka’daki sokakların fotoğraflarını onun objektifinden izleyeceğiz.
Karşıyakalı şairlerin şiirlerini ise bize Cevdet Yüceer seslendirecek…
Attilâ İlhan şiirleri onun yorumuyla ne de güzel olur…
Evet, Karşıyaka Kent Konseyi kendi yerelinden başlayarak bence güzel bir işe imza atıyor.
Bunda yeni başkan Dilek Karcı ve Sema Hanım’ın emekleri ve duyarlıkları var…
Bir başka notu da eklemeliyim; bu yazı öncelikle bir etkinlik tanıtma yazısı değil.
Amacım semt kitaplarının gündeme taşınması ve orada anlatıların tekrar hatırlanması.
……………………..
1 Görünmez Kentler, Italo Calvino, Çevirmen: Işıl Saatçıoğlu, deneme, YKY, 2002
2 Karşıyaka Hatırası, Hülya Deniz Ünal, anı, Heyamola Yayınları, 2019
3 İzmir Basın Tarihi, Eftal Sevinçli, araştırma-inceleme, İzmir BB Yayınları, 2019
4 İzmir-Sesler Yüzler Sokaklar, Mehmet Şakir Örs, araştırma, İzmir BB Yayınları, 2001
KAYNAK: https://yenigun.com/makale/21664625/salim-cetin/karsiyaka-sanat-insanlari-ve-semt-kitaplari