(Yazı dizisi kısım-5)
MÜCADELEDEN YILMADIK ve YILMAYIZ…
ÇED gerekli değildir kararı, belirli projelerin çevre üzerinde önemli negatif etkileri olmayacağının değerlendirilmesi sonucu verilir. Bu karar, projenin türü, büyüklüğü, konumu ve potansiyel çevresel etkileri gibi çeşitli faktörler göz önünde bulundurularak yapılan detaylı bir ön inceleme sonrasında alınır.
“(Resmî Gazete Tarihi: 29.07.2022 Resmî Gazete Sayısı: 31907 ) yayınlanan ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ YÖNETMELİĞİ
BÖLÜM…4…MADDE 17- (1) Bakanlık inceleme değerlendirme süreci tamamlanarak karar aşamasına geçilen proje hakkında 5 iş günü içinde “ÇED Gereklidir” veya “ÇED Gerekli Değildir” kararını verir.
Bu yönetmeliğin “EK-2”
“Çevresel Etkileri Ön İnceleme ve Değerlendirmeye Tabi Projeler” Sayfasının
29. Maddesi…..“50 oda ve üzeri oteller, tatil köyleri, turizm kompleksleri vb.” için ÇED gerekli değildir verilebilir” diyor.
ERSOY Otelciliğin 325 odalı projesine ÇED Gerekli Değildir belgesi neye istinaden verildiğini bilemiyoruz.
Ancak…
CED gerekli değildir kararı duyulur duyulmaz IMEAK DENIZ TICARET ODASI BODRUM SUBESI ile BODRUM DENIZCILER DERNEGI, aynı yıl yani 2014 yılında ÇED raporuna itirazla yargıya başvuruyor. Ve iptali için dava açılıyor.
ÇED gerekli değildir belgesine açılan dava konusuna tayin edilen bilirkişi heyetinin verdiği raporu beğenmeyen müdahil davalı Ersoy Otelcilik Şirketi ikinci bir bilirkişi heyeti istemiş ve mahkemece ikinci bir heyet tayin edilmiştir.
Aşağıdaki bu ikinci heyetin dava konusu hakkında karara vardığı sonuç kanaatleridir. Bilirkişi raporu 57 sayfa olup son iki sayfasındaki kanaatlerinin tamamını okumak isteyenler için karar sayfalarını yayınlıyorum. Karar sayfaları fotokopinin fotokopisi olduğundan okumakta zorluk çekebilirsiniz diye de aşağıda sizlere bu 7 kişilik bilirkişi heyetinin vurguladığı maddelerin özetini sunuyorum.
1…Proje alanındaki arkeolojik kalıntılar 1. Derece arkeolojik SİT karakterine sahiptir. Bu alana 3. derece arkeolojik SİT kararı verilerek gerçekleştirilmek istenen proje nedeniyle alanın antik yerleşim bütünlüğü bozulacaktır.
2…Alanın tarım için kullanılmamış olması nedeniyle sahip olduğu, ormanlık alan olarak hassas bir toprak yapısına sahiptir ve korunmalıdır. Burada gerçekleşecek proje nedeniyle bitki örtüsü zarar göreceğinden, toprağın değeri ve yeteneği bozulacak ve doğal strüktürü yol olacaktır.
3…Bu alanın parçalanmamış bütüncül bir orman olduğu ve 1. derece orman yangınlarına hassas bölge içinde kalmaktadır. Buraya yapılacak bir turistik tesis için gereken yol, su isale hattı, enerji nakil hattı gibi altyapı tesisleri zorunlu olarak orman alanından geçecek olması nedeniyle ormanı tahrip edecek, bütüncül yapısını yok edecek ve alanda yangın riskini arttıracaktır.
4…Bu tesise erişim için en az 1-2 km karayolu yapılacağından bu yol için çok miktarda ağaç kesilecektir… İnşaat alanında kazı-dolgu yapılacağı süreçte açığa çıkacak tozun bitki örtüsü üzerinde olumsuz etkileri olacaktır… Yapılacak yol inşaatında kullanılacak asfalt gibi petrol yan ürünleri, temini ve uygulanması sırasında alanda ve çevresinde önemli ölçüde çevre değerlerini tahrip edecektir.
5…Deniz yolu ile erişim için yapılması planlanan iskelenin yapısının ve kullanılacak malzemelerinin ve yapım tekniğinin benzer bir çevre tahribine yol açacaktır.
6…Proje dosyasında çevresel değerlendirmeye yönelik toz hesaplarının gerçeği yansıtmıyor olması, projenin çevre üzerindeki etkilerinin tam olarak yansıtılmamış olması nedeniyle proje gerçekleşirse önemli çevresel tahripler oluşacaktır.
7…Projenin gerçekleşmesiyle arazinin topografya, peyzaj, silüet v.b. gibi karakteristik özellikleri bozulacaktır.
8…Üst ölçekli planlarda desteklenen deniz ve yat turizmine hizmet vermekte olan ve Mavi Tur Güzergahı olarak seçilen bölgenin projenin gerçekleşmesi neticesinde doğal yapısında olacak olumsuz değişimlerle deniz ve yat turizmini olumsuz etkileyecektir. Bu durumun ise üst ölçekli planlarda deniz ve yat turizminin desteklenmesini belirten hükümlere aykırılık teşkil etmektedir.
9…Bu alanın yerleşim yerlerine uzak olması, karadan ulaşımın olmaması, yerleşime uygun olmayan yüksek eğimli bir alan olması, içinde doğal ve arkeolojik sit alanları olması ile hassas bir doğal/tarih/kültürel yapıya sahip olması nedenleriyle turizm tesisi yapmaya uygun bir alan değildir. Ve bu proje, alanı yapılaşma baskısıyla karşı karşıya bırakacaktır
…..Yukarıdaki bu sebeplerden ötürü dava konusu projenin planlama ilkelerine şehircilik esaslarına ve kamu yararına aykırılık göstermekte olduğu kanaatine varılmıştır.
Mahkeme heyeti bu rapor sonucunda Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere 03/05/2019 tarihinde oy birliğiyle dava konusunun yani 20/11/2014 tarihinde verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararını hukuka aykırı bularak iptaline karar vermiştir.
Bölgeyi gezen her iki bilirkişi heyeti incelediği alanın yani ADALIYALI mevkisinin ve KİSSEBÜKÜ’nün güzelliği ve doğasından öyle çok etkilenmişlerdir ki dava konusu olan ÇED kararının iptalinden çok buraya yapılmak istenen tesisin iptali için görüş bildirir hale gelmişlerdir.
Her kim Kissebükü’nü gezerse bu kanaatlerin hepsine imza koyacaktır. Rantçılar hariç.
BİZ MAVİ YOL GRUBU MÜCADELEDEN YILMADIK ve YILMAYIZ…
Bu arada Ersoy Otelciliğin sahibi Mehmet ERSOY 10/07/2018 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Kültür ve Turizm Bakanı olarak atanmıştır
Ersoy Otelcilik Kültür ve Turizm Bakanlığından; 21/11/2018 tarihinde,
Tahsis alanımızda gerçekleştirilmesi düşünülen otelin markalaşmış bir otel zincir olam Maxx Royal Otel standartlarında 750 yataklı bir otelin fiziki olarak bu alanda geçekleştirilebilmesi mümkün olmadığından yönetmeliğin 12.maddesi kapsamında 25.000 metrekare ek alan talebinde bulunmuştur. Ayrıca bu ek alanda inşaat yapabilmek için 1/25000 lik planda turizm alanı ilanı değişikliği istemektedir.
750 yatak için bu alan yetmez. Yatırım yapmaya değmez YERİM DAR bahanesi yan tarafa da birkaç villa yapayım ki bol para kazanayım demektir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca bu istek istek uygun görülerek Ersoy Otelciliğe 25.000 metrekare daha alanın tahsisi onay aşamasındadır.
Ek tahsis almak sorun değil yeni planlar lazım. Yani bölgeye verilen turizm bölgesi yetersiz geldiğinden turizm ilanı genişletmesi yani yeni planlar yapılıp onaylanması gerekeceğinden onay aşamasında. Bekliyoruz diyorlar.
Biz planları iptal ettirmekten bıktık onlar yenisini yapmaktan bıkmadılar.
Ersoy Otelcilik, bakanlığa sunduğu MAXX ROYAL BODRUM OTEL NİHAİ CED RAPORU’nda belirtiği üzere planların iptal edildiğini ilan etmesine rağmen CED raporu yayınlamakta bir sakınca görmemektedir. Oysa tahsise dayanak sağlayan 1/25000 lik plan iptal edilince Ersoy Otelciliğe tahsis edilen alan ortadan kalktığından otel yapma dayanağı kalmamaktadır.
Ersoy Otelciliğin ön izninin yeniden ihdasını sağlayan Adalıyalı’da turizm alanı ilanını kapsayan 07.02.2013 tarihinde onaylanan 1/25 000 lik çevre düzeni plan değişikliğine Tmmob Şehir Plancıları Odası dava açarak iptalini istemiştir.
Danıştay 6.Daire başkanlığı bu davayı ancak 7 yıl sonra 2020 yılında Sonuçlandırmıştır. Ve planın iptaline karar vermiştir ancak zaten bu planlar 2018 yılında yenilendiğinden verilen karar amaçsız kalmıştır.
28.11.2018 tarihinde askıya çıkartılan Adalıyalı 1/5000 ve 1/1000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planlarına 05.04.2019 tarihinde Bodrum Denizciler Derneği dava açarak iptalini istemiştir.
18.10.2018 tarihinde onaylana 1/25000 lik çevre düzeni plan değişikliği 19.11.2018 tarihinde askıya çıkarılmış ve Bodrum Denizciler Derneği’nce planın iptali istemi ile 20.05.2019 dava açılmıştır.
Mahkemesinin CED Gerekli Değildir belgesinin iptali sonrasında. CED yapma zorunluluğu doğduğundan. Muğla Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü 08.05.2019 tarihinde ADALIYALI’nın bağlı olmadığı Bodrum’a en uzak mesafede olan MAZI mahallesi Aşağı Mazı mevkiinde, ilgili halkın en az katılım sağlayabileceği bir kıraathanede HALKIN KATILIMI VE BİLGİLENDİRİLMESİ TOPLANTISI düzenlemiştir.
Yani CED toplantısı düzenlemiştir ve yöre halkının görüş ve önerileri alınmıştır. Görüş bildiren 27 kişiden sadece 1 kişi tesisin gerektiğini diğer tüm katılımcıların tesise karşı olduklarını ifade etmişlerdir. Ve bu görüşler tutanak altına alınmıştır.
“ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ YÖNETMELİĞİ
BÖLÜM-3
MADDE…14
(3) Bakanlık, Komisyon çalışmalarını ve halkın görüşlerini dikkate alarak proje için “ÇED Olumlu” ya da “ÇED Olumsuz” kararı verir.”
Yönetmelik öyle diyor da halkın görüşleri pek dikkate alınmıyor.
Daha çok diğer resmi teşkilatların görüşlerine yer veriliyor. Bu teşkilatların “buyurun yapın bir sakınca yoktur” görüşlerini hangi kriterlere göre verdikleri halkı mı yoksa yatırımcıyı mı gözettikleri ayan beyan belli oluyor.
Ersoy Otelcilik, Bakanlığa sunduğu MAXX ROYAL BODRUM OTEL NİHAİ CED RAPORU’nda belirtiği krokilerde tahsis edilen alandaki orman alanlarına “Bozuk Makilik Çalılık” olarak nitelendirmesi tamamen yanıltma amaçlıdır.
Bilirkişi raporlarında da tescil edilen bölgenin gelişmiş ormanlarla kaplandığı tescil edilmiş ve bölgeyi gezen herkes tarafında da görülmektedir.
Aşağıda görüldüğü üzere Ersoy Otelcilik türlü yasadışılıkla tahsis edilen alan içerisinde buluna ve satın aldığı 3819 metrekarelik bir şahıs arazi ile kendisine tahsis edildiği iddia ettiği alanın da tapusunu sergilemektedir. Tapularda niteliği arsa yazan alanın tamamen orman dokusuyla kaplı olduğu görüldüğü halde tapunun üzerinde arsa yazdığı için görünen ormanı görmezden gelip alanı arsa olarak kabul etmekte. Ancak tapusunda da ORMAN yazdığı ve orman olarak görüldüğü halde gerçekleştirmek istediği projesine engel teşkil etmesin diye alanı bozuk çalılık olarak nitelemek son derece ahlaka aykırı bir tespittir. Satın almış olduğu şahıs arazisi uzun süredir kullanılmaması sebebiyle Arsa olarak tapulu alan zamanla ormana dönüşmüştür.
Bu alandaki değişimlerin ve gelişen orman dokusunun yeniden tespiti yapılması gerekmektedir.
ORMAN KADASTROSU YÖNETMELİĞİ gereğince tayin edilecek ekiplerce yeniden incelenmesi gerekmekte ve yönetmeliğin,
Amaç: Madde 1 ̶ Ormancılık çalışmalarının verimli şekilde yapılabilmesi, orman halk ilişkilerinin düzenlenmesi için, ormanların saha emniyetini ve devamlılığım sağlamak üzere, orman alanlarının geometrik ve hukukî, durumlarını tayin ve tespit etmektir.
Kapsam: Madde 2 ̶ Bu Yönetmelik;
a)…Devlet ormanları ile tüzel ve özel kişilere ait ormanların kadastrosunun, bu ormanlar içinde veya bitişiğindeki orman sayılmayan her çeşit taşınmaz malların bu ormanlarla olan müşterek sınırlarının tayin ve tespitinin yapılması.
Kapsamında alan ormanları şaibelerin ortadan kaldırılması için yeniden bir değerlendirmeye muhtaç hale gelmiştir.
ORMAN KANUNU
Madde 3 – Bulundukları mevki, vaziyet, haiz oldukları hususiyet noktasından memleketin ve halkın menfaat, sıhhat, selametine yarayacak veya tarihi, bedii veya turistik kıymeti bakımından muhafazası gereken gerek Devletin ve gerek eşhasın hususi mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin orman rejimine alınmasına Cumhurbaşkanınca karar verilebilir
Üstelik sergilenen tapu üzerinde alanın ORMAN olduğu belirtilmekte olup gerek bilirkişi raporlarında gerekse gözle görünür olan bu alan ORMAN olup tahrip edilmesi Anayasa ile yasaklanmıştır.
ANAYASA “Madde 169 – Devlet ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz.
Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir. Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz.
Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zaman aşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.
Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasi propaganda yapılamaz
Kültür ve Turizm Bakanlığının 2005/1 Nolu tahsislerinin duyulmasından sonra Bodrum’da gündemde etkili olan STK ların kurduğu Mavi Yol Girişimi Platformu üyelerinin yoğun çabaları sonucu 20 yıla yakın bir süredir Alakışla Limanı (KİSSEBÜKÜ) bütünlüğü bozulmadan korunmaktadır.
Bodrum’da akli selim herkesin KİSSEBÜKÜ’ne dokunmayın sloganı atacağına inancımız tamdır.
Bu bilgiler ve sunum, görevini tamamlayıp koruma ve kollama görevini genç nesillere devretme gayretinde olan Mavi Yol Girişimi Platformu üyelerinin bilgi birikim ve paylaşımları sonucunda derlenmiştir.
Kopyalanmasında, yayınlanmasında ve faydalanılmasında hiçbir sakınca yoktur.
Kamuoyuna Saygılarımızla.
ÇEVREYİ SAVUNMAK YAŞAMI SAVUNMAKTIR.
MAVİ YOL GİRİŞİMİ… Adına Ali DİZDAR…