Ege Üniversitesi Kimya Fakültesi 78 mezunları, pandemi nedeniyle aksayan yıllık buluşmalarını Kuşadası’nda yapmaya karar verdiler. Organizasyonu yapanlardan Adnan Eren’in orada oturması da düzenlemeyi kolaylaştırdı. Güzelçamlı buluşması olarak WhatsApp grubu oluşturuldu. Eş kontenjanından dahil oldum. Birçok katılmayı düşünen, sağlık nedeniyle vazgeçti. Bazılarının gerekçeleri torun bakıyor olmalarıydı. Pandemi öncesi Kıbrıs buluşmasında aramızda olan Kıvanç ve İrfan İnan aramızdan ayrıldılar. Katılımcılar her seferinde değişiklik gösteriyor. Mezuniyetten sonra ilk defa karşılaşanların bile olduğu bir buluşmaydı. Sınıfın geçmişi Buca’ya dayanıyordu. Çok zorlu günleri birlikte yaşamışlardı, çok fazla anıları vardı. Bölüm olarak zor bir bölümdü, üstüne faşist saldırıların eklenmesi, durumu katmerleştirmekteydi. Bir yıl sonra kampüse taşındılar, mücadele devam etti. Sağ olsunlar, biz geldiğimizde temiz ve yaşanılır bir üniversite vardı.
Buluşmaya Kıbrıs’tan katılan Canev ve Fehmi, toplantı sonrası Samos adasına geçme teklifinde bulundular. Daha önce Ayvalık buluşmasında dört aile Midilli ye geçmiş, güzel zaman geçirmiştik. Ağustos sonunda Mısır Konsolosluğuna verdiğimiz pasaportların orada esir kalacağını, Ekim 11-13 tarihlerindeki buluşmaya kadar çıkmayacağını düşünmemiştik. Avrupa ülkelerine bile vize başvurularının üç beş gün içinde çıktığını biliyorduk. Pasaportlarımız gelmediği için arkadaşlarımız Samos’a yalnız gitmek durumunda kaldılar. Benzer vize çilesi çekenlerin hikayelerini farklı arkadaşlardan dinledik. Kasımın ilk haftası Mısır’a yapacağımız geziye kadar vizelerin onaylanacağı ümidini taşımak istiyorum.
İlk gün yollarda geçti. Kıbrıs’tan gelen arkadaşlar ilk geldiler. Yoldan aradığımızda, otele gelenlerin yemek için sahile doğru yola çıktığını öğrendik. Yetişemeyeceğimiz için yolda yemek molası verdik. Otele, Nurşen-Ömür çifti ile aynı anda geldik. Bavulları bırakıp, sahildeki çay bahçesindeki arkadaşların yanına gittik, üşüyene kadar da orada sohbet ettik. Akşam oteldeki yemekte sohbet uykular gelene kadar sürdü. Sabah kahvaltı sonrası milli parkı gezmeye gittik. Denize giren arkadaşlarımız oldu, yaban domuzları yanımıza kadar geldiler, getirdiğimiz yiyecekleri onlarla paylaştık. Neşeli bir gün geçirdik. Akşam yemeğinde buluşmak üzere gruptan ayrıldık. Ali Ekber arkadaşımla buluşmaya gittik.
Kuşadası buluşması paylaşımını yaparken bölgede arkadaşlarımız varsa görüşebileceğimizi yazmıştım. Cevap verenler Güllü ve Ali Ekber oldu. Ali Ekber, çocukluk arkadaşım, köylüm, akrabam, kardeşim. Görüşmeyeli yıllar olmuş. Son görüşmemiz çok maceralı olmuştu, bir daha da görüşememiştik. Sanırım 80 yılıydı. Ege üniversitesinde öğrenciydim, Bornova yurtlarında kalıyordum, ortalık çok karışıktı. 76 yılında sağcılardan temizlenen üniversitede “sosyal faşist, Mao’cu faşist” savaşları yaşanıyor. Doksan yıllık TKP, bizim radyodan yayın yaparak, Ege üniversitesinde Mao’cu işgalinin kırılması direktifini vermiş. Daha önce İzmir çapında iki gruptan da ölenler ve yaralananlar olmuş. Ortam gergin, bir köşede yakalanan götürülüyor. Bir pazar günü yurda geldim. Arkadaşlarım, ziyaretçimin geldiğini söylediler. İki paket silahlı kuvvetler sigarası bırakıp selam söylediğini, haftaya aynı gün Bornova büyük parktaki çay bahçesinde beni bekleyeceğini ilettiler. Pazar günü geldi çattı, verilen saatte buluşmak üzere yola çıktım. Yolda önce Ümit ile sonra Baki ile karşılaştım, bana katıldılar. Güle oynaya çay bahçesine vardık. Ali Ekber, bir arkadaşı ve arkadaşının da birkaç arkadaşı ile çay içip sohbet ediyoruz. Az sonra İGD’li bildiğimiz birisi oradan geçti. Birkaç dakika sonra on beş, yirmi kişinin etrafımızı sardığını gördük. Silahlarını gösterip bizi kaçırmak istediler. Biz kalkmayınca fiili müdahale başladı. Ali Ekber ve arkadaşında üniforma var. İkisi bize siper oldular, tartışarak parkın diğer ucuna kadar gittik. Ara sıra fırlattıkları bardaklardan birisi ya Ümit’in ya da Baki’nin ön dişini kırdı, net hatırlayamıyorum. Parkın sonundan geri döndüler, biz de arkadaşlarımızın olduğu Ata durağına geldik. Bu sefer arkadaşlarla biz sefer eyledik, bu arada hatırladığım kadarıyla Ali Ekber ve arkadaşı ile vedalaştık. Üzerinden 12 Eylül silindir gibi geçti, Sosyal faşist, Mao’cu faşist ayrımı yapmadan herkesi aynı yere doldurdular. Dönüp baktığımızda harap olan günümüze acıyoruz. O günlerin düşmanları bu gün dost oldular, yine karşı karşıya gelecek bir neden bulup kapışsalar da en azından öldürmüyorlar.
Kırk iki yıl sonra yarım kalan sohbetimizi çaylar eşliğinde Duygu ve Meral hanımlarla birlikte yaptık. Gezimizin, hesapta olmayan en sürpriz buluşmasıydı. Çok sevindim, mutlu oldum.
Akşam yemeği için yine otelde buluştuk. Kıbrıs’tan güzel rakıları getiren Fehmi ve kendi yaptığı güzel şarapları getiren Adnan, alkış ve güzel sözleri hak ettiler. İlerleyen saatlerde dönüş planları yapmaya başladık. Canev ve Fehmi sabah erkenden Samos vapuruna gidecekler, kalanlar olarak sabah kahvaltı yaptıktan sonra dağılacağız. Fatma ile Abdullah, Kadriye ile Necmettin, Meral ile Duran olarak Tahsin ile Gülseren’e uğramaya karar verdik. Selçuk’taki Güllü’nün ayağı kırılmış, onu görmek istemiştik. Güllü ile konuşup kalabalık olduğumuz için erteledik.
Öğleden sonra Tahsin ile buluştuk. Çok telaşlı bir gününde gitmişiz. Yeni ahır yapmış, hayvanları oraya taşıyor. Bir yandan da ustalar çalışıyor. Montaj, inşaat devam ediyor. Kızı Emre’nin gözleri ışıl ışıl, bizi güler yüzle karşılıyor. Tahsin’e ve Gülseren’e arkadaşları ile konuşup çay-kahve içmeleri için izin veriyor. Daha uygun bir zamanda buluşmak üzere vedalaşıyoruz. Bizler yola çıktık, onlar yarım kalan işlere döndü. Daha inekler sağılacak, yukarıda kalanlar taşınacak. Çok iş var ama her şey çok güzel görünüyor. Sağlıkları yerinde ve işler yoluna girmiş görünüyor. Ovakent’ten İzmir istikametine doğru yola çıkıyoruz. Öğle yemeğinde Kadriye’nin anlattığı okul bitirme hikayesi, altıncı hakkında ders geçmenin incelikleri, diğer arkadaşların öğretmenlik ve diğer mesleklerde yaşadıkları anılar birkaç günde bitecek gibi değil.
Emeği geçen arkadaşlara çok teşekkürler. Bir sonraki yemekte, toplantıda buluşmak dileğiyle. Toplanamayan diğer üniversite ya da meslek gruplarına ilham kaynağı olmasını umarım.