4 yıl önce yazmışım ama, batı cephesinde hala değişen bir şey yok.
*****
DENİZ MAGANDALARI !!!
Hep Trafik magandaları deriz ama, bir de Deniz magandaları var biliyor musunuz ?
kendi tekneniz ile veya kiraladığınız bir tekne ile ,sakin bir koya demirliyorsunuz.
Güzel ve sakin bir koy olduğu için başka tekneler de var.
Demir atacak uygun yer bakarken,
demirlemis diğer teknelere kural gereği saygı selamı da veriyorsunuz.
Onlarda size demirlerken yine kural gereği yardımcı oluyor.
Sessizlik, sakinlik ,yan teknelerden gelen mırıl mırıl sesler , denizin huzur veren sesi ve kokusu var.
Ama o da ne?
Birdenbire koya tam yol bir tekne giriyor ve neredeyse size sürünerek yanınızdan geçiyor.
Masanın üzerindeki bardaklar, çanaklar devriliyor,
kucağınızda veya yanınızda oturan çocuğunuz savruluyor.
Bütün teknelerden neredeyse aynı anda ıslık ve
heyyyyyyyy ne yapıyorsun ? sesleri yükseliyor.
Ama Maganda pişkin, sana eli ile
” ne var, ne oldu? ” işareti yapıyor.
Teknede korkup ağlayan çocuğunu sakinleştirmeye çalışan kadınlar,
Bir yandan da karşıdaki ayıya uymamanız için teknedeki erkekleri zapt etmeye çalışıyor.
Deniz magandası bütün teknelerden yükselen heyyyyyyyy seslerinden ve tepkiden ürküyor, geldiğinden daha fazla bir hızla ,
daha fazla dalga yaratarak orayı terk ediyor.
Büyük ihtimalle
” Nasıl dağıttık ama ortalığı, nasıl da korktu ödlekler ” diye kahkahalar atıyor.
Sinirler normale dönüyor. Koydaki tekneler birbirlerine “biz iyiyiz sorun yok ” işareti yapıyor.
Kırılan, dökülenler toplanıyor, hayat tekrar normale döndü derkennnn ,
Bangır bangır kulakları sağır eden bir müzikle dev gibi bir günübirlik tur teknesi giriyor koya.
Tur teknesindeki milletin keyfi yerinde ,
elinde bira şişesi rock müzik eşliğinde göbek atıyor.
sanki çalan rock değil de dokuz sekizlik roman havası.
Birbiriniz ile sohbet etmeniz imkansız, çünkü bağırarak konuşmanız lazım.
uyuyan çocuklar uyanmış ağlıyorlar.
Yanımızdaki yelkenlideki turistler şaşkınlık ve tedirginlik ile
teknelerinin etrafında naralar atarak yüzen insanları seyrediyor.
Sizde seyrediyorsunuz .
Çünkü bir şey deseniz ,
Babanın malı mı deniz? diyecekler.
Rica etsem müziğin sesini biraz kısar mısın? desen ki denildi.
“Abi turun konsepti bu” diye cevap verdiler.
Cevaba gülümseyerek
” konsept gürültü yani öyle mi? diye karşılık verince de;
ne oldu dersiniz ?
Hoşumuza gidiyor sanıp, müziğin sesini daha da açtılar
Hani arada sorarlar ya ,
ıssız bir adaya gitseniz ,yanınıza alacağını üç şey nedir ?diye
Benim cevabim net;
Huzur, sessizlik ve magandasız ortam !!!
*
AMPUL KAFA HESABI …
Her geçen daha da büyüyen bütçe açığını kapatmak için,
Vergi üstüne vergi koymalarına rağmen
bütçedeki açık kapanmak bir yana giderek büyüyor.
AKP’lilerin genel başkanı,
Emeklilerin durumu düzeltilmeli diye bastıran muhalefete de,
” tabi sizin sırtınızda küfe yok. Hesap bilmezsiniz, kitap bilmezsiniz konuşup duruyorsunuz ” diyor.
Pekiiiii
Şu KÜTAHYA HAVAALANI hesabını kim yaptı ?
muhalefet mi ?
Müteahhit firmaya yılda
1 Milyon yolcu garantisi verilmiş.
sadece 15 bin yolcu uçmuş.
Yani hesap %98 sapmış.
AKP’lilerin ekonomist başkanı,
”Kim yaptı bu hesabı getirin onları bana ” demiş mi ?
Dememiş.!!!
Bir kişiyi bile görevden alıp, devleti zarara uğratmaktan mahkemeye sevk etmiş mi ?
Etmemiş.!!!
Müteahhit firma ile yeni mantıklı bir protokol imzalamış mı ?
imzalamamış.!!!
Peki müteahhit firmaya sadece 15 bin yolcunun kullandığı,
Ama,
Hiç uçmayan, hatta havaalanının yolunu bile bilmeyen şu 985 bin garanti yolcunun parası, her yıl hem de döviz cinsinden tıkır tıkır ödeniyor mu ?
ödeniyor.!!!
Hani yap, işlet, devret yatırımlarında devletin cebinden tek kuruş para çıkmayacaktı.?
Bu sadece sırtımızdaki küfenin bir tanesi.
isterseniz köprüler, otoyollar, tüneller, çevrim ve nükleer santrallar daha da sayarım ama,
önce sorayım.
KÜFE LAZIM MI KÜFE ?
*
GÜNAYDIN BÜTÜN SEVDİKLERİM.
Herkes Çarşı pazar yanıyor,
mutfakta yangın var diyor da,
bende tarayacak saç yok.
Bu yüzden en çok mutlu olduğum yerlerden birine ,
açık denizlere atıyorum kendimi.
*
İBRETLİK TESPİT.
Tarihin en acı derslerinden biri şudur:
Yeterince uzun zamandır aldatılmışsak, aldatmacayı ortaya koyan her türlü kanıtı reddederiz.
Üstelik,
Gerçeği bulmakla ilgilenmeyiz.
Gerçekleri söyleyenlere de düşman oluruz.
Çünkü;
Aldatmaca bizi kafeslemiştir.
Tuzağa düştüğümüzü kendimize bile itiraf etmek, son derece acı vericidir.
Bu durum çaresizliğin de etkisi ile
giderek saldırganlaşan bir komplekse dönüşerek, suçu hep başkalarına atma alışkanlığına yol açar.
Ülkenin bugün yaşadığı durum tam da budur!!!