I
Dağılır kırılan bin yıllık çin porseleni
Ruh dağılır gibi ince bir çizikle tende
Yara büyür yıllar içinde kurursa dalın
Geriye bir yalan, bir inkâr, bir acı kalır.
.
Ateşlenir biçilmeyen ekinlerin anızı
Harmanda sap değirmende un kalır
Kırılır horlanan onca insan yanımız
Vurulup ölürsen, geriye erdemin kalır.
.
Nar dağılır daneleri alev alır goncada
Bir öpsen, bir de sevsen teninde izim kalır
Rüzgârda eteklerin saçılır tüm renkleri
Tenimde bahar misali derin kokusu kalır.
.
Kınalı hiçbir kuzu yem olmasın kurtlara
Ne bebek ne oğlan kız ölürse kimler kalır
Yırtılır göğsümdeki toprağın yeşil bağı
Bir ağaç kesilende ormanda acı kalır.
II
Çöl eyledik kurda kuşa kuğulara göl kalmadı
Ne yaylası yazlar gördü, ne kışları beyaz karı
Dolu, tufan tsunami bir afattır sardı Anakarayı
Evren sanki koca boşluk, gelecek mevsim kalmadı.
.
Börtü böcek son dirençle yaşamı özlüyor şimdi
Gül bülbüle bülbül güle konacak dal da kırıldı
Kasımpatlar haziranda, erguvanlar kışta açtı
Şaşkın ördek suya daldı su tükendi çıkamadı.
.
Kuşatıldık dört bir yandan, elde avuçta kalmadı
Ne şekeri, tuzu kaldı mutfakta raflar boşaldı
Taneyle alınır oldu pazardaki tüm sebzeler
Çevir çevir oku da dur, duvarda bir kuran kaldı.
.
Aşılandık üç yıl boyu iki Çin’den beş Alman’dan
Kaç milyonluk fire verdik kimseler de anlamadı
Ne hemşire, doktor kaldı, döküldüler sapır sapır
Sorduk durduk devletlûye, hiçbir yanıt alamadık…
İİİ
Kan içici lanet devlet, doymak bilmez koca zillet
Vantuzları yedi koldan sömürür durur varlığım
Öz bildiğim değerlerim budanıyor teker teker
İnsanlığı hiç ettiler kangren oldu yarınlar.
.
Bin yıl oldu devran döner şimdi nerdeyiz bilinmez
Ezilen biz, ezen onlar, kuduz sürüsü sokaklar
Ezanlar çığlık çığlığa, dualar efsunlu soluk
Din taciri Müslümanlar cehenneme bilet satar.
.
Ele düşman, güle düşman, doğan bebeğime düşman
Dile düşman sözcük sözcük söylenen türküye düşman
Ekilmiş yeşil tarhlarım, çıtır gülüm, ak zambağım
Vurgun yemiş onca yılım, şu gelen bahara düşman.
.
Ekinleri eken biziz, harmanı döven yazları
Tahılı un eden biziz yoğuran ekmek eyleyen
Toprağı öpüp koklayan, börtü böcek bizle doyar
Kan kızılı akşamları sabaha taşıyan biziz.
IV
Adaletin nerde Tanrım, neden kötüden yanasın
Kimse bilemez ki var mısın, yoksa sen de yalan mısın?
Binlerce yıl dinle varsın, varsılın tacısın neden
Yoksula cennet vaat edip, cehennemi yaşatansın
.
-Adaletin bu mu Tanrım, hala kötüden yanasın…
Ali Özenç Çağlar – 2024