10 Kasım,
86. Ölüm yıldönümünde büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ü büyük bir sevgi, özlem ve saygıyla anıyorum.
Emperyalistler her tarafta harp tehditlerini yeniden ortaya atıyorlar ve bu maksatla mesailerini arttırıyorlar. Lakin bunlar da sermayedarlık idaresi kadar baki kalabileceklerdir.
Emperyalizm, genişleme ve istila taraftarıdır. Zira sermayedar sınıflar, daima mallarını sürecek ticaret pazarları ve hammadde aramakla mesguldürler. Bunlar fabrikalarında kullanmak üzere hammadde ve mamullerini sarf etmek için de ticaret pazarlarına muhtaçtırlar. Kömür, petrol,bakır, kauçuk meseleleri ve diğer hammaddeler, medeni memleketler için pek mühim ve esaslı şeylerdir. Bunlar, bu gibi hammaddelerin mevcut bulunduğu arazi ve memleketler hakkında çekişir ve müdahale ederler.
Bunun dışında, yetiştirdikleri sanayi mamullerini satacak müşteri tedariki için de birbirleri aleyhinde daimi mücadelededirler.
Tabiidir ki, bu memleketlerden biri bu araziden birine sahip olmak ve oralardaki müşterilerden birini elde etmek istediği zaman, hareket ve fiillerinin hakiki sebeplerini gizler ve bu konuda birçok vesile ve bahaneler icat eder. Irkı sebepler, kavmi hüviyetler, milletlerin eğilimleri ve kabileler ve aşiretler meseleleri söz konusu olursa, medenilik mecburiyeti gibi iddialar ortaya atılır. Zira sömürgecilik, emperyalizm tarifleri ve vasıflandırmaları arasındadır.
Bu son sıfat, bütün dünyaya hakim olmak isteyen büyük devletlere tahsis edilebilir. Fakat bunu genişleterek ikinci derecede hükümetlere tatbik etmek mümkündür. Lehistan, Romanya, Yugoslavya ve Yunanistan dahi aradaki nispet muhafaza edilmek şartıyla İngiltere ve Fransa kadar hırslıdırlar.
Çar Rusya’sı, İstanbul ve Boğazları talep etmek suretiyle emperyalizm ihtiraslarını meydana koymuştu. Avusturya ve Macaristan, Balkan Slavlığını yutmak veya yutmaya çalışmak, Almanya da Asya’i Türkiye’de yerleşmek suretiyle bunu ortaya koymuşlardı.
İngiltere Transval’da ve en son defa da İran ve Elcezire’de; Fransa,Fas ve Suriye’de sınırsız ilhaklarda bulunmak maceralarına girişmişlerdi. Onların milletlerarası siyasetlerinin esasını bu teşkil ediyordu.
1914 senesi harbi, emperyalizm eğilim cereyanlarının çarpışmasından ortaya çıktı. Harp emperyalistlerden bazılarının mevcudiyetini muhafaza etmiş ise de, bir takımlarını da mahv ve yok etti. Bununla beraber mücadele, gelecek pek karanlık görünüyor. Zira galip devletler pek büyük ihtiraslar merhaba. Amerika ve J̌aponya da, Fransa ve İngiltere’nin takip eyledikleri planı takip ediyorlar.
Emperyalizm aleyhine mücadele ilan etmek, vicdanı olan insanlara bir vazifedir. Herkes kendi mesleğinde çalışmakla beraber, milletlerarası bir işbirliği ile bu maksadı temin eylemelidir. Lakin dünyayı istila etmek isteyen genişleme ve istila taraftarlarının azgın tehdidinden cihanı kurtarmak acak kapitalizmin kaldırılmasıyla mümkün olur.
M.KEMAL ATATÜRK
Ve bugün emperyalistlerin dünyayı yeniden paylaşmak isteklerini yaşanan bölgesel savaşlarda görünüyoruz.
Emperyalist kapitalist sistem varolduğu sürece bu savaşların bitmeyecek olmasına karşın, dünyanının mazlum halklarının birlik ve beraberlik içinde anti-emperyalist mücadelesi devam edecektir.
Yaşasın örgütlü mücadelemiz,
Yaşasın Dünyanın mazlum halklarının özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi.
Ercan Çınarlı/ Disk Emekli Sen MYK üyesi ve Dış ilişkiler Sekreteri