BİR ÖNERİ:
En olumlu haliyle bile silahın amaç değil, zorunlu baş vurulan bir araç olduğu sürekli akılda tutulmalıdır.
Nihai amacı özgürlükler toplumu kurmak olan sol örgütlerin, bu nihai amacı temsil etmesi gereken amblem, antet, arma, logo, flama ve bayraklarında silahı bir simge olarak seçmeleri, aracı amacın yerine koyarak kutsamaktır.
Sol örgütlerin resmi ya da gayrı resmi bayrak, flama, rozet, antet, logo ve amblemlerinde; nihahi amaçlarına uygun, birey, doğa ve toplumun özgürlükler içinde doğup, gelişip, yaşayışını simgeleyen sembolleri temel almalarının zamanı gelmedi mi?
.
Şiir de, şehir de, anlatım da harika.
Teşekkürler Semihat Karadağlı .
“Biz işte böyleyiz
Özgürlük delisiyiz biz.
Bazen martının kanadına tutunup
Çığlık çığlığa kanat çırparız
Gökyüzünün sonsuz mavisine
Bazen bir kelebek kanadına takılıp
Usul usul dolaşırız gökyüzünde
Bazen hırçın akan bir nehir gibi çağlarız
Ama kin tutmaz bu yüreğimiz
Eşitlik delisiyiz
Kıyamayız kimsenin ezilmesine
Ağlamasın hiç kimse
Çocuklar aç yatmasın döşeklerde
Hele soğuktan ölmesin hiç kimse
Sevgi tohumları ekiyoruz tek tek
Yüreğimizle boyuyoruz dünyayı
Sımsıkı dostluklarla
Kinleri düşmanlıkları yok edip
Karanlıkları aydınlatmak için
Mavi masmavi umutlarla
Dünyanın tüm kirlenmişliğine rağmen
İnsanların yüreklerinde çöreklenen
Nefretleri yerinden söküp
Sevgi tohumları ekiyoruz
Hala çocuk kalan yüreklerimizle
Bıkmadan, dirençle, inançla
Sevgiyle…
*
Özgürlük ve İzmir
İzmir denince insanın aklına denizi , havası ama önce özgür ve aydınlığı seven insanları gelir.
Sonra düşündüm neydi İzmir farkı izmir kadını olmak neden farklıydı? Ailelerimiz bizi hayatın zorlukları karşıdında dik durmayı mücadeleyi öğrettiği için belki de. Sımsıcak ısıtan güneşi, deli rüzgarları, özgürlük ruhunu işlemiş kanımıza ruhumuza. İzmir de doğmasan bile bir sefer İzmir havasını kokladın, bir kez o deli rüzgarları bağrına doldurup saçlarını uçurdun mu, bir kez sabah gün doğarken maviliklere İzmir’in özgürlüğü çağıran martıları ile selam verip, barış güvercinleri ile mavi gökleri selamladıysan işte bir kez o izmir ‘ in özgürlük tutkusu ruhuna işlediyse , akşam güneşini körfezin yakamozalarında yolcu ettiysen geceye ertesi günü doğmak üzere, ya geceleri ay ışığında mehtabın keyfini çıkardıysan, sevdiğinin sevgi dolu kollarınında çiy yağarken yüreğinki sevgiyle ısındıysan, geceleri yıldızları sayıp samanyolunda koşturmak oynadıysan, bulutlardan pamuk helva yapıp güldüysen, boyuna posuna bakmadan haksızlıklara karşı çıkıp efelendiysen, nerde doğarsan doğ , sen İzmirlisin hemşerimizsin bizdensin.
Biz kimsenin nerede doğduğuna cinsiyetine parasına puluna mevkiine bakmayız . İnsan mı diye bakarız, Atatürkçü mü diye bakarız. Bu bize yeter.
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ” Ben, bütün İzmir’i ve bütün İzmirlileri severim. Güzel İzmir’in temiz kalpli insanlarının da beni sevdiklerinden eminim.” demiş. Biz de seni seviyoruz Atam sonsuz sevgi ile….
Peki izmir hakkında ne demişler şairler
“İzmirin denizi kız, kızı deniz/Sokakları hem kız hem deniz kokar.” demiş “Cahit Külebi
***
İzmir sokaklarında büyüdüm ben. İzmir sokaklarında gördüm her şeyi. Ve bu gördüklerim öğretti bana 4 şeyi: Çağdaş ol, laik ol, özel ol, Atatürkçü ol!..
***
Sezen Aksu” İzmir’in kızlarını tarif ederken şarkısında :
“İzmir’in Kızları
İzmir’in kızları
Korku yok kitabında
Çal bre bir harman dalı,
Delikanlı makamında” der .
İzmir kadınının ruhunu simgeleyen
İzmir’in Möntrö Meydanı’nda arzı endam eden ve Güvercinli Kız Heykeli olarak da nam salmış Özgür Kız Heykeli’nin yaratıcıları Ali Yaldır, Zafer Dağdeviren ve Derya Ersoy, İzmir kızlarına ithafen yaptıkları eserle ilgili Ege Meclisi gazetesinden Cengizhan Eren’ e 21.06.2015 tarihinde eseri neden ve nasıl yaptıklarını anlattıkları röportaja şöyle derler:
DALGALARIN ÜZERİNDE BİR ÖZGÜR KIZ
Ali Yaldır, “Özgür Kadın heykeli, çizimleri hazır bir çalışmaydı. İzmir kızının özgürlüğünü anlatan bir çalışmaydı. Heykelde gördüğünüz kızın elindeki güvercinler de bunu temsil ediyor. Ama burada amacımız özellikle İzmir kızının özgürlüğünü yansıtmaktı. Yani o heykeli gidip Manisa’ya koyamayız. Bir de heykel, amazon ruhunun yansımasıdır aslında. Körfez’in İmbat’ı vardır meşhur. Kız da oraya doğru bakar. Rüzgar dalgaları oluşturur ve o kız da oluşan o dalgaların üzerindedir” dedi.
Eseri oluştururken her anlamda İzmir kadınından yola çıktıklarını belirten Ali Yaldır, “Bu şehir eski bir şehir. Bir İyon şehri. Bu anlamda eserimize de tarihten beri süregelen İzmir kadınının özgüveni, özgürlüğüne düşkünlüğü, güzelliği ve lafını sözünü sakınmazlığı yansıdı. İzmir farklı bir duruşu olan bir kenttir. Çünkü Amazon ruhu vardır. Simirna zaten bir kadın. Amazon bir kraliçe. Onun adına kurulmuş bir şehir. Biz de onu ön plana çıkarmak istedik. Onun gücünü ve ön plana çıkmasını yansıtmak istedik” ifadelerini kullanmıştır. Heykellerde insanların kendilerine yakın olan duyguları görmek istediğini belirten Yaldır, “Biz eserlerimizde yapacağımız heykel nerdeyse, onu ön plana çıkaracak hikayeleri ele alıyoruz. Bu anlamda heykelin bulunacağı yere özellikle dikkat ediyoruz” açıklamasını yapmışlardı.
“İnsanın özü neyse, gözü de onu görür.”Siz siz olun güzel bakın güzel görün . Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.”
(Semihat Karadağlı) 2017