Herhalde beş yıl olmuştur Tepe’ye çıkmayalı.
Belki daha fazla .
Orhan aradı dün Bodrum’dan Kenan çok güzel dönek kuşlar yolladı . Kuşlar Çimentepe’de Özcan abinin kümeste gel al onları dedi. Bu kavurucu sıcakta önce Ege üniversiteye Ayşen’i bıraktım. Sonra Işıkkente ordan doğup büyüdüğümüz binlerce anı yaşadığım mahalleme yöneldim. Yeşildere’den Yağhaneler ordan Kako Zafer ilkokulu ardından Cambazhaneyi geçip meşhur Terzi sokağına girdim. Evi hatırlamıyorum aradım Özcan abi beni görmüş az daha gel dedi. Kapıda karşıladı yukarda çay kahve içeriz gel dedi Hem sıcak hem tadilat taşınma telaşı yok abi çıkmayayım dedim yukarı çıktı kuşları iki koliye koydu getirdi. Tam o anda bir baktım biri sesleniyor. İlk an kimdi ya dedim anımsayamadım. Sonra şimşek çaktı beynimde . Ercan bu ya dedim sarıldık. İlkokul arkadaşım . Gözleri hala cıvıl cıvıl tertemiz bakıyordu.
Kuşlar bahane bizim Çimentepe şahane.
Ordan hemen sağa sapıp Düzyollar’a aynen geri Hayat sinemasi Yayla kahvesi. 628 sokaktayım. Bir baktım bizim Nimet kasabın olduğu yer Nusaybin kahvesi olmuş durdum ordan köylü bakkalın olduğu 710 sokağa baktım o sokağın sonunda annemin kuzeni Hasan dayı otururdu. Ne güzel adamdı dedim pos bıyıkları ile tam bir Giritli idi. Az indim eskilerden meşhur kuşçu Saatçi Mehmet amcanın evinin önü. Çocukları abimdi arkadaşımdı en küçükleri Ferruh hariç hepsi kuşçuydu. Murat abi hala Mordoğan’da kuş döndürüyor. Sağımda 711 sokak ilkokul arkadaşım Engin Dinç abisi bizim devrimci olmamızda büyük katkısı olan Semih Dinç Gönül ve Nilgün abla babaları ilkokul müdürümüz İsmet Dinç Muammer teyze canlandı gözümde. Az daha inince dünyanın en iyi ev sahipleri Mehmet amca ve Nadire teyzenin kiracısı olduğumuz çıkmaz sokağın en dibindeki ev. O evden gelin çıktı Naciye ve Sevgi ablam. Hatırladığım en güzel çocukluk ve gençlik anılarım o evdedir. Kuşçuluğum o evde pekişti. O evdeyken ilk gözaltı ilk kısa cezaevi deneyimi yediğim ilk siyasi dayaklar ayağımın kırılması bıçaklanmam . Çok küçük derme çatmaydı ama sevgi dolu aşk dolu hatta ilave edeyim fare dolu bir evdi o evden taşındığımız gün başlı başına bir kısa öykü konusu.
Az daha indim. Sağımda yine yıllarca oturduğumuz 712 sokak. Ekrem ustanın kiracısıydık orada. Üst kat inşaat halindeyken orada ispenç tavuk horozlarımız var diye anımsıyorum. O evde annem bütün yoksulluğumuza rağmen bütün sülaleyi ağırlardı her fuar zamanı. O evde denk geldi Akdeniz olimpiyatları bizim ev almayınca biz Şule ile komşularda yatardık.
O sokak unutulmaz annemin en yakın arkadaşı akrabası kocası Muammer abinin Karmen dediği Türkan teyze çocukları en yakın arkadaşım erken göçtü Ahmet ve ilk orta lise beraber okudugum çok sevdiğim Narin ve Semra ablam. Ve …bitmez yazmakla.
Solumda ise kuşçu ustam Kara Mehmet in evinin olduğu çıkmaz. Gülser teyze erken giden Bekir abisi canım kardeşim Hayrettin Deniz Özdirim Fatoş Zehra İbo . Ve Hıçkıran Cemal amcanın evi İzmir’in ilk taksicilerinden . Torunu Mehmetali ile her lokmayı paylaşırdık daha doğrusu o paylaşırdı. Fatih kolejinde okuyordu her hafta sonu sürekli birlikteydik. Ooo bu iş uzar. O günleri anlatmaya sayfalar yetmez ama az daha inince minder gazoz çekirdek çay dondurma sattığım 11 yaşında babam dışında ilk ve son yevmiye aldığım Ünal sineması.
Ordan hızlandım yokuş bitimi sağa Çeşme durağı ordan Yapıcıoğlu ordan eski pastaneden yukarı Zafer ilkokuluna iki tur attım okulumun etrafında. Sabrilerin evi sonra canım arkadaşım O da erken gitti profesör Nesime’nin evi ….
Ordan Eşrefpaşa. Alsancak dükkandan Ayşen’i aldım. O kavurucu sıcakta Foça.
Kuşları boş kümese koydum . Yedisi de yavru kızması hepsi alımlı.